Selçuk Özdağ HDP'li Milletvekillerini 8 ay önce uyarmıştı
AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’nin Sivas’ta düzenlediği istişare toplantısına derneğin Şube Başkanı olarak katıldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem Başkanlığında gerçekleşen toplantıya Özdağ’ın yanısıra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Derneğin genel merkez yöneticileri, şube başkanları ve yöneticiler katıldı.
BAYRAĞIMIZIN YANINDA BAŞKA BİR BAYRAĞA MÜSAADE ETMEYİZ
İstişare toplantısının sağlıklı bir şekilde gerçekleştiğini ve amacına ulaştığını kaydeden Özdağ basın mensuplarının son süreçte 9 HDP’li Milletvekilinin tutuklanmasıyla ilgili soruları da cevaplandırdı. Bir gazetecinin, “Daha önce adeta bugünün özetini çıkartan bir açıklamanız olmuştu. O günkü açıklamalarınız ve bugün yaşananlarla ilgili düşünceniz nedir” sorusunu da cevaplandıran Özdağ, tutuklanmalar ve gözaltılarla ilgili olarak hukuki şartların uygun bir şekilde yürütüldüğünü belirterek, “Milli bütünlük içerisinde siyaset yapan herkese saygıyız. Ama 'Ben ülkeyi böleceğim, milli bütünlük dışında siyaset yapacağım. Ay yıldızlı bayrağın yanında yeni bir bayrak dalgalandıracağım' derseniz buna kimse müsaade etmez. Edilmediğini de herkes gördü” diye konuştu.
HUKUK GEREĞİNİ YAPIYOR
Kalkınma hamleleri, bireysel özgürlükler, kendi dilinde yayın yapma, özel okul açma gibi imkanların AK Parti iktidarında sağlandığını kaydeden Özdağ, "Mahkemelerde istediğin dilde savunma yapmış olmak, istediğin dilde propaganda yapmak hepsi bizim iktidarımızda oldu. Ama bununla yetinmediler, kalktılar 'öz yönetim' ve 'özerklik' teranesine sığındılar. Bu dahi bunların samimi olmadıklarının kanıtıydı. Çünkü sarfettikleri sözler bölünmenin tıraşlanmış haliydi. 'Kürdistan' özlemi içerisinde oldular devamlı ve devletin, milletin değerleriyle hiçbir zaman barışmadılar. Terör örgütünün siyasi sözcülüğüne soyundular. Sözcülüğüne soyundukları PKK, çocuk, kadın, imam, doktor öldürüyor, hastaneleri bombalıyor. Millet iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisinde dünyanın en hain ve alçak terör örgütünün siyasi sözcülüğüne müsaade etmeme adına HDP’li Milletvekilleri için 20 Mayıs 2016’da Meclis’te gerçekleşen görüşmeler sonunda dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili karar alınmıştı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından her vatandaş nasıl mahkemeye, hukuk karşısına davet ediliyorsa hiçbir ayrıma tabi tutulmadan bu Milletvekilleri mahkemeye davet edildi. Ama bunlar ne mahkemeye geldiler, ne de hukuk tanıdılar. Bu nedenle yaşananlar tamamen hukuka uygun. Biz bu Milletvekillerini defalarca uyardık. ‘Milletin oylarıyla Milletvekili oldunuz, Parlamentodasınız’, ‘devletin verdiği maaşla terör örgütünün siyasi sözcülüğüne soyunamazsınız’ dedik. Ama bildikleri gazeli okumaya devam ettiler. Hukukta kanun ve kural tanımaz bu Milletvekillerine hukuki çerçevede gereğini yapıyor" diye konuştu.
ALÇAKLIĞA VE HAİNLİĞE GÖZ YUMMAYACAĞIZ
Özdağ, dünyanın en alçak terör örgütünün PKK olduğunu belirterek, "Çözüm sürecinde 'insanlar dağa çıkmasınlar, ölmesinler, askerimiz, polisimiz ölmesin' dedik. Çözüm süreciyle 'o topraklardaki madenleri işleyelim, o topraklardaki barajları elektriğe, enerjiye çevirelim' diyerek gayret sarf ettik ama birileri hep engelledi. Yapıyoruz ama işçi kaçırıyorlar. Hastane yok, hastaneyi yapıyoruz bu kez de hastaneyi yakıyorlar, doktor öldürüyorlar. Kalkınma hamlelerin tamamını engelliyorlar. Bunlar Kürt falan da değiller. Bunların çoğunluğu uşak, taşeron ve hasta ruhlu insanlardır. Çoğunluğu komünist, dinsizdir. Devlet kim neyden anlıyorsa ona o dilden konuşur” diyen AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Devlet Yunus’tan anlayana Yunus, Yavuz’dan anlayana Yavuz’dur. Lütfenden anlayana lütfen, ulandan anlayana ulan der devlet. Devlet şimdi birilerine ‘ulan’ diyor. Ama hukuka, demokrasiye bağlı vatandaşına ‘lütfen’ diyor. Vatan toprakları her yerde dolaşabilirsek vatan olur. Dolaşamadığımız, gidemediğimzi yer vatan olur mu? Terör örgütü o bölgede görev yapan subayı hanımının, çocuğunun gözü önünde öldürdü. Çözüm sürecinde 61 kişiyi öldürdüler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukuk kurallarına uygun yaşayan, hangi etnisiteye sahip olursa olsun her vatandaş işyeri açabilir, istediği partiye de oyunu verebilir. Bu kriter HDP’li bir kişi içinde geçerli Dükkanın adını Kürtçe, Zazaca koyar ve kimse ona bir şey yapmaz. Çünkü bizler İslam medeniyetinin çocuklarıyız. Herkes ırkında serbesttir ama ben Hakkari'ye gitsem 'Selçuklu' diye bir dükkan açsam müsaade ederler mi? O bölgede sadece terör örgütü PKK'yı destekleyen Kürtler yaşamıyor. Farklı etnisiteye sahip vatandaşlarda yaşıyor. PKK’lı Kürtler, kendileri gibi düşünmeyen vatandaşları tehdit ediyorlardı, Camiye gidip ibadet yapmasına, huzur içinde yaşamasına engel oluyordu. Bunların demokrasi anlayışı o bölgede sadece HDP olacak, sadece PKK olacak şeklindeydi. Buna göz yumulamazdı. Devlet de şimdi bunlar için gereğini yapıyor. Biz bu topraklarda Türkmen,Kürt,Laz, Çerkez, Arap beraber yaşayacağız. Alevi Sünni beraber yaşayacağız. Ama bu topraklarda terörist olmayacak. Bu topraklarda kimse bölücülük yapmayacak, yaptırmayacağız" diye konuştu.
BİZ BU ÜLKEYİ SOKAKTA BULMADIK
“Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık” diyen AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, ülkenin bekası, devletin ve milletin huzur ve geleceği için gerekirse Milletvekilliği dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığına çevrilebileceği düşüncesini taşıdığını belirterek, “Kim eline silah alıyorsa kim silahı övüyorsa kim bir askeri, polisi koruyucuyu, öğretmeni doktoru öldürüyorsa ve onu savunuyorsa onun da dokunulmazlığı kaldırılsın" diye konuştu.